Tarsus'un bir halk plajı vardı.
Zamanın da bu plaj Tarsus plajınındı.
Çok masraflar yapıldı.
Dalgakıranı bile yapılmıştı.
Ayrıca plajda kabinler vardı.
Hatta büyük birde gazinosu vardı.
Tarsus plajının kumu dünyada eşi bulunmayan bir kumdu.
Tarsus halkı buraya senelerce belediye otobüsleriyle gider gelirlerdi.
Tarsus halkı deniz zevkini alırlardı.
Tarsus Belediyesi bu plaj alanını parsellere bölmüştü.
Çok kişi arsa almak için kayıt yaptırmıştı.
Bende şimdi rahmetli bir arkadaşımla sinema yapılacak bir parsele yazılmıştık.
Artık para yatırdık mı yatırmadık mı hatırlamıyorum.
Ne ise plaj birden ortadan kayboldu.
Belediye elini çekti.
Belediye den sonra bu plaj alanı resmiyette nereye kaydedildi bilemiyorum.
Geçenlerde aklıma geldi sağa sola sordum.
O… dediler.
Şimdi plaj alanını karpuz ekiyorlar.
Aklım durdu.
Herhalde bu alan şimdi Milli Emlak'taymış.
Biz neyin kıymetini bildik ki.
Böyle bir kum halk için ele geçmez.
Hem de derde deva bir kum ve deniz.
Bir zamanlar sordum.
Hem de Ankara'da sordum.
Dediler ki.
Mersin Ankara'da işi kurcaladı.
Mersin dediysem ileri gelenleri demek istedim.
Hem de bir Devlet Bakanının makamında sormuştum.
Demek ki Tarsus'un sahibi yokmuş.
Tarsus'ta böyle şeyler olursa Tarsus Mersin'in önünü keser demek istediler.
Milletvekilleri de o zaman kurcalamadılar.
İyi ki Tarsus'un asfalt yollarını kavun tarlası yaptıralım (!) demediler.
Ben Tarsus Belediye Başkanını takdir ediyorum.
Tarsus'un yararına ne yapılacaksa.
Başvurmadığı yer kalmıyor.
Çalış kardeşim çalış.
Sana Allah kuvvet versin.
Başka söyleyecek bir şeyim yok.
Bir gün Şevket Can'la gidelim de bu karpuz tarlasından bir karpuz yiyelim.
Başka söyleyecek bir şey bumlamıyorum.
ARŞİV MAKALE