Aklıma Gelenler

Abone Ol
Tarsus'ta eski yılları hatırlıyorum.

Mis gibi kokan bir Tarsus vardı.

O güzel ırmakları.

Irmakların kenarında biten otlar.

Mis gibi koku saçardı etrafına.

Tarsuslunun çoğu denizi bilmezdi.

Çok kişi ırmaklarda yüzerdi.

O ırmaklar yok oldu.

Şimdi denize hücum ediyoruz.

Nere de Tarsus'ta kilometrelerce uzak yerde.

Çoğumuz hastalıkta kapıp geliyoruz.

Piknik yerlerimiz var mı?

Şelale Baraj var.

Peki, eskiden olduğu gibi oturacak yeri var mı?

Tarsus parkı ticaret merkezi olmuş.

Parkın eski güzelliği de kalmamış.

Nerede o parkın eski şairleri?

Onlar öldü.

Yenileri gelmedi.

Şiir yazacağım diye birbirleriyle yarışırlardı.

Bazıları'nın şiirleri, Almanya ve Fransa da tercüme edilir.

Tarsus'un hem yazarları hem de şairleri vardı.

Birde mahalleler de ozanları vardı.

Bir kaza veya bir cinayet oldu mu.

Bu ozanlar destan bastırır mahallelerde satarlardı.

Tarsus'ta iki hamam vardı.

Halen bu iki hamam duruyor.

Hamama gidenler bile giderken şiir yazarlardı.

Hamama giderken bohçam tutuştu.

Uçkurum çözüldü şalvarım düştü.

Eski Tarsus'u anlatmak için satırlar yetmez.

Bir araya gelip Tarsus'un eski günlerini anlatmamız lazım.

Tahmin ederim bu sohbet bir hafta sürer.

ARŞİV MAKALE